Oyuncular için bir yaşam markası halini alan Razer, her yıl pek çok farklı ürünle kullanıcılarının karşısına çıkıyor. Ancak şirketin tek hedefi ürünlerini kullanıcılarıyla buluşturmak, yeni, teknolojiler geliştirmek değil. #GoGreenWithRazer girişimine hayat veren şirket, sürdürülebilir bir gelecek için yatırımlarını artırma yolunda önemli adımlar atıyor.
Sürdürülebilir gelecek için kendisine 10 yıllık bir yol haritası çizen teknoloji devinin birincil amacı ürün geliştirirken, diğer yandan çevreyi korumak olacak. Böylece daha temiz, daha yeşil bir dünya için önemli bir kilometre taşı geride kalacak.
2030 yılına kadar kendine süre tanıyan şirket, bu süre zarfında tüm ürünlerinin çevre dostu bir yapıda olmasını istiyor. Bu kapsamda Razer imzası taşıyan tüm ürünlerin geri dönüşümle elde edilmiş malzemelerden üretilmesi ve sonrasında yine bu ürünlerin geri dönüştürülüp yeniden kullanılabilmesi amaçlanıyor. Şirket, 2030 yılına kadar yüzde 100 karbon nötr bir seviyede olmayı planlıyor.
Razer’ın Kurucu Ortağı ve CEO’su Min-Liang Tan, daha önce yaptığı açıklamada sürdürülebilir bir geleceğin önemine işaret etmiş ve şu açıklamaları yapmıştı:
“Çevreyi nasıl etkilediğimize dair farkındalık inanılmaz derecede önemli. Bu nedenle Razer, çevre ve iklim değişiklikleriyle mücadeleye devam etmek için bir sürdürülebilirlik yol haritası planladı. Dünyayı, tüm vatandaşlarının oyun oynayabileceği ve yaşayabileceği daha iyi bir yer haline getirmeye kararlıyız.”
Tan’ın yaptığı açıklamalar da Razer’in çevre konusunda atacağı adımlara ne kadar önem verdiğini gözler önüne seriyor.
Razer sürekli büyüyen bir şirket ve sürdürülebilirlik de şirket kültürünün önemli bir parçası. Özellikle de çalışanların bu yapıyı benimsemesi hayati bir önem taşıyor. Çünkü bu gezegen hepimizin ve ddaha iyi bir gelecek için sadece Razer değil, her şirket için sürdürülebilirlik öncelikli bir konu olmak zorunda.
Razer, 10 yıllık planını oldukça detaylı işlemiş. Öyle ki, karbon azaltma ya da geri dönüşümün mümkün olmadığı durumlar söz konusu olduğunda da şirket, eli kolu bağlı oturmayacak. Bunun yerine ormancılık ve diğer çevre projelerine yatırımlarını kaydıracak ve örneğin doğadaki tadilata yardım etmek için destek verecek.
Razer, 10 yıllık planını uygulamaya başladı bile. Şirket, bu kapsamda ofislerini de çevre dostu tasarımla yeniden elden geçiriyor. Hamburg’da bulunan ofisin yenilenebilir enerjiyle çalışıyor olması da Razer’ın misyonunu destekliyor. Ayrıca şirket, 2025 yılına kadar tüm ofislerini yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçirmeye kararlı görünüyor.
Şirketlerin yenilenebilir enerjiye geçiş yapması dışında ürünlerin de bu duyarlılıkla elden geçirilmesi Razer için hayati bir önem taşıyor. Şirket, 2025 yılına kadar tüm ürünlerinde geri dönüştürülebilir özelliğin bulunmasını istiyor. Razer müşterilerini de bu konuda teşvik eden şirket, eski Razer ürünlerinin ücretsiz geri dönüşümünü mümkün kılıyor ve kullanıcıları ürün iadesi için Razer mağazalarına davet ediyor.
Şirket bunun yanı sıra yerel ve uluslararası çevre, güvenlik ve sağlık düzenlemelerine uygun olarak e-atıkları da sorumlu bir şekilde imha etme sözü veriyor.
Razer, daha yeşil bir dünya için de teşvik edici eylemlerde bulunuyor. Bu açıdan Razer’ın Conservation International ile olan ortaklığının başarısını takiben şirket, Sneki Snek peluşları ve çevre dostu ürünlerin satışı yoluyla 1.000.000 ağacı kurtarma hedefini ortaya koydu. Hayranların desteğini canlandırmak için de her 250.000 ağaç dikiminde yeni bir Sneki Snek ürün parçası duyuruluyor. Satılan her Sneki Snek ürünü 10 ağacı koruyacak ve 1 milyon ağacın kurtarılacağı devasa yeni hedefe katkıda bulunacak.
Razer, sürdürülebilirliği teşvik etmek için de bazı çalışmalara imza atıyor. Bunlardan biri de girişimlere destek olmak, onları yatırım yapmak. Bu açıdan kurulan zVentures’ın Razer için özel bir yeri var. Şirket, yeni neslin çevresel ihtiyaçlarına yanıt verebilmek adına kendi donanım, yazılım ve hizmet ekosistemini de bu yolda girişimlerin kullanımına sunuyor.
Sonuç itibariyle Razer, sürdürülebilirlik kavramını ‘lafta’ bırakmıyor ve 10 yıllık yol haritası çerçevesinde oldukça geniş bir perspektiften ele alıyor. Çevreye olan duyarlığını kendisiyle sınırlamayan şirketin bu bilinci kendi ekosistemine aşılama çabaları da dünyanın geleceği için umut aşılıyor.
