Deprem felaketinin yaralarını sarmak için de birinci anda seferber olan sağlıkçılar oldu. Sıhhat Hizmetleri Sendikası Genel Lideri Hasret Akarken, sıhhat çalışanlarının verdikleri çabayı ve sürece dair çıkarımlarını anlattı. Akarken ‘’Açıkçası bu felaket bize ülke olarak hazırlıklı olmadığımızı gösterdi. Lakin eksiklere, yanlışlara, kusurlara karşın sağlıkçılar can kurtarmak için seferber oldu. Yaşadıklarımızdan ders çıkaralım ve bilime dönelim’’ dedi.
Ülkemizi derinden sarsan, binlerce canımızı alan, kentlerimizi yok eden sarsıntıda de sağlıkçılar, pandemi devrinde olduğu üzere tekrar en ön safta çalıştılar.
Sağlık Hizmetleri Sendikası Genel Lideri Hasret Akarken, sıhhat çalışanlarının depremzede vatandaşlarıma hizmet vermek, sarsıntının yaralarını sarmak için verdikleri çabayı anlattı.
‘’İLK ETAPTA UYUM MAALESEF SAĞLANAMADI’’
Akarken, şöyle konuştu: ‘’Yaşanılan büyük felaket sonrası pandemi devrinde olduğu üzere fedakarlıkta sıhhat kurum çalışanları tekrar ön saftaydı. Başta zelzele bölgesinde vazifeli sıhhat çalışanı zelzele felaketinden sonra çalıştıkları kuruma intikal ederek yaralara merhem olmaya çalışmışlardır. Sıhhat Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) olarak ve zelzele bölgesinde daha evvel misyon yapmış sıhhat kurum çalışanı olarak bizlerin depremzedelere aktif ve verimli bir halde sıhhat hizmeti sunabilmesi, yaşanan bu büyük felaketin sonuçlarıyla aktif bir halde çaba edilebilinmesi için o bölgede olan ve o bölgeye intikal eden arkadaşlarımızla sonraki güne kadar irtibat kuramadık maalesef. Zelzele bölgesinde birinci etapta uyum maalesef sağlanamadı.’’
İMKANSIZLIKLAR İÇİNDE CAN KURTARMA SEFERBERLİĞİ
Akarken anlatımımın devamında şunları aktardı: ‘’Yollardaki hasarlardan ötürü sıhhat kurumlarına ulaşımı etkilediği halde sıhhat çalışanları enkazdan çıkarılanların yaşaması için elinden geleni yaptı. Deprem bölgelerindeki hastanelerden birçok kullanamıyor durumda olduğu için hastane bahçelerinde uzun mühlet sıhhat hizmeti verdiler. Elektrik, su olmayınca hijyen koşulları da maalesef sıhhat çalışanını etkiledi. Askeri helikopterlerin devreye girmesinden sonra daima bölgeye gelerek hasta nakillerini sağlaması umutları artırdı. Daha sonra askeri gemilerinde sevk zincirine ve hastane olarak katılmasıyla zelzelenin yaşandığı 80 saatin sonunda uyum biraz sistemi girdi. Elektrik sınırları ayakta olmadığı için bölge elektriksiz kaldığı için süreçlerde yavaş ilerken sıhhat çalışanları sıkıntı saatler geçirdi. Orada olanlarla bir arada o bölgeden uzak olanlar da imkansızlıkların farkındaydı. Bağlantı başlayınca elimizden geldiği kadar oranın eksikliklerin giderilmesi üzerimize düşen yardım kampanyasına katıldık. Arama kurtarma faaliyetlerine katılan öbür tarafta sıhhat hizmeti veren arkadaşlarımızın bize ilettiği eksiklikleri gidermeye çalıştık. Bazen bürokrasiye takılan süreçlerimiz olmadı değil sendikamızda zelzeleyle ilgili bir uyum konseyi kurarak sağladık. Sendikamızın Engelliler Komitesi da sivil toplum kuruluşlarıyla bir platform kurarak yaralara merhem olmaya çalışmıştır bu süreçte. Arama kurtarma faaliyetlerinde ambulans arızaları yaşandı. Arızaların giderilmesi noktasında materyal teminin uyumunda sıkıntılar yaşandı. Açıkçası bu felaket bize ülke olarak hazırlıklı olmadığımızı gösterdi.’’
‘’YAŞADIKLARIMIZDAN DERS ÇIKARALIM BİLİME DÖNELİM’’
Sürece ve yapılması gerekenlere dair de Akarken, ‘’Hala o bölgede mağduriyetler devam etmekte. Çadırlarda hatta otomobillerde beşerler kalmakta. Devletimiz bu işe gönül vermiş STK’larla uyumu kurup bir an evvel tek yürek olup konteynır sayılarını artırmaları lazım. Görüştüğümüz arkadaşlarımız o bölgeyi terk etmek istemiyor. Hatta başta o bölgenin insanları o bölgede hizmet vermek için istekli oluyor. İnanın gurur duydum aldığım telefonların birden fazla o bölgeye istekli gitmek isteyenlerle dolu. Türkiye aslında tek yürek oldu. Biz bu süreçte yaşadıklarımızdan şunu gördük uygunluk yapar üzere görünmeyip, uygunluk yaparak görünmeyi istedik. Çok başarılı örgütlenmeyle eşgüdümle birinci andan itibaren fedakârca çalışan sıhhat çalışanları arama kurtarma grupları ve STK’lar oldu. Bizim çocukluğumuzda fotoğraf derslerinde doğal afet fotoğrafları çizdiğimizde Kızılay çadırı çizerdik bu sarsıntıda eksiklikleri yanlışları eforları farkındalıkları gördük ülke olarak artık yanlışları hakikat yapmayı inşallah anlamışızdır. Unutmayalım ki bilemediklerimizi araştırarak, okuyarak, sorarak öğreniriz ve yanlışlarımızdan ders alırız. Paramız yoksa kazanırız her şeyin bir dermanı vardır kâfi ki bilime dönelim yaşadıklarımızdan ders çıkaralım, kayıplar vermeyelim. Felaketler geldi mi yanlışlıkları yapmaya devam edersek yitip giden canların devası yoktur’’ dedi.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
