Hapşırma nöbetleri, gözlerde kızarma ve sulanma, öksürük, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı, göz altlarında mavimsi morluklar… Bunlar üzere daha bir çok şikayete yol açabilen bahar alerjisi tabiatın canlanmasına inat pek çok şahısta hayat kalitesini büyük ölçüde düşürüyor, sıhhati olumsuz etkiliyor. Teneffüs yolu alerjik hastalıklarının görülme sıklığının son yıllarda tüm dünyada arttığını belirten Acıbadem Taksim Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tülin Sevim “Alerji; bağışıklık sistemimizin, dışarıdan gelen yabancı hususlara karşı çok reaksiyon vermesi durumudur. Bilhassa ilkbahar ve sonbahar aylarında ortaya çıkan ve halk ortasında ‘saman nezlesi’ ve ‘bahar alerjisi’ olarak isimlendirilen bu alejik tepkilerden ülkemizde en çok sorumlu olan bitkiler; çayır (çimen), ağaç (özellikle yaprak döken ağaçlar) ve yabani otlardır. Yapılan çalışmalar; yeniden ülkemizde bahar alerjisinin görülme sıklığının yaklaşık yüzde 10 olduğunu göstermektedir. Bahar alerjisi gerekli tedbirler alınmaz ve tedavi edilmezse, sinüzit, otit (orta kulak iltihabı) hatta astıma neden olabilmektedir” diyor. Pekala bahar alerjimiz olup olmadığını hangi sinyallerle anlayabiliriz? Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tülin Sevim bu sinyalleri ve korunma yollarını anlattı, değerli ihtarlar ve tekliflerde bulundu.
Bahar alerjiniz var mı? 9 soruda kendinizi test edin!
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tülin Sevim, bahar alerjisinin öne çıkan belirtilerini şöyle sıralıyor ve bilhassa ilkbahar-sonbahar aylarında, çoğunlukla da polenler nedeniyle bu belirtilerden bir yahut birkaçı günlük yaşantıyı olumsuz etkileyecek sıklıkta oluyorsa kesinlikle Alerji, Göğüs Hastalıkları yahut Kulak Burun Boğaz Uzmanına danışılması gerektiğini söylüyor. İşte o belirtiler;
- Art arda hapşırık nöbetleriniz oluyor mu?
- Alerjenlerle karşılaştığınızda burun tıkanıklığı / burun akıntısı başlıyor mu?
- Gözlerinizde, burnunuzda, ağız ve kulaklarınızda kaşıntı başlıyor mu?
- Gözleriniz şişiyor, kızarıp sulanıyor ve göz altlarında morluklar oluşuyor mu?
- Geniz akıntısı, öksürük, hırıltılı teneffüs, nefes darlığı şikayetleriniz oluyor mu?
- Cildinizde kaşıntı ve döküntü oluyor mu?
- Koku ve tat duyunuzda azalma hissediyor musunuz?
- Burun tıkanıklığına bağlı horlama ve uyku bozukluğu sorunu yaşıyor musunuz?
- Gün içerisinde konsantrasyon bozukluğu, halsizlik ve yorgunluktan şikayetçi misiniz?
Özellikle polen mevsiminin başladığı ilkbahar ve sonbahar aylarında ortaya çıkan ve günlük hayat kalitesini büyük ölçüde vuran alerjik şikayetlerin birkaç ay devam ettiğini söyleyen Doç. Dr. Tülin Sevim, bahar alerjisinin tedavi edilmediğinde sinüzit, otit (orta kulak iltihabı) hatta astıma yol açabildiğini vurguluyor.
Bahar alerjisine karşı 5 tesirli önlem!
Alerjik hastalıkların tedavisinde birinci ve en kıymetli adımı ‘sorumlu alerjenden uzaklaşmak’ olarak açıklayan Doç. Dr. Tülin Sevim, polenlerden kaçınmanın kolay olmadığını fakat kimi tedbirlerle polen mevsiminin daha rahat geçirilebileceğini söylüyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tülin Sevim bahar alerjisine karşı alınabilecek tedbirleri şöyle açıklıyor;
Eve gelince giysilerinizi değiştirin
Dış ortamdaki polenler saçınıza, bedeninize, giysilerinize ve ayakkabılarınıza yapışabildiğinden konuta geldiğinizde kıyafetlerinizi değiştirin. Gözlüklerinizi suyla yıkayın. Duş alın, saçınızı ve yüzünüzü bol suyla yıkayın. Polenlerin yapışmaması için çamaşırlarınızı dışarıda kurutmayın.
Alerjiniz olup olmadığını öğrenin
Çoğu ağaç polenleri kış sonu ve ilkbahar başında atmosferde ağır olurken, çayır (çimen) ve tahıl polenleri ilkbaharda ve yaz başında, yabani ot polenleriyse yaz sonu ve sonbaharda daha ağır olarak bulunuyor. Doç. Dr. Tülin Sevim, basitçe uygulanan deri testi yahut birtakım kan testleriyle alerjiye neden olan polenleri öğrenerek kendinizi koruyabileceğinizi belirtiyor.
Kapı ve pencerelerinizi kapalı tutun
Polenler özellikle sabah erken saatlerde ve öğlen saatlerinde ağır olarak bulunup akşam saatlerinde azalıyor. Polen yoğunluğu, sıcak, güneşli ve rüzgarlı havalarda artarken, yağmur yağdıktan sonraki birinci birkaç saatte büyük oranda kayboluyor. Polen yoğunluğunun arttığı saatlerde kapı ve pencerelerinizi kapalı tutmaya, otomobil kullanırken camların kapalı olmasına, meskende, işyerinde ve aracınızdaki klimalarda polen filtresi kullanmaya ihtimam gösterin. Toplu taşıma araçlarında açık pencere yahut kapılardan uzakta oturmaya çaba edin.
Dışarı çıkarken bunlara dikkat edin!
Polenlerin ağır olduğu anlarda açık hava aktivitelerinizi en aza indirin, mümkünse dışarı çıkmayın. Çayırlık (çimenlik) alanlarda piknik yapmamaya, çimler biçilirken yakında bulunmamaya dikkat edin. Doç. Dr. Tülin Sevim, “Dışarı çıkarken; polenlerin ağız ve burundan girişini önlemek için maske, gözlere girmesini önlemek için güneş gözlüğü takın. Polenlerin saçlarınıza ve bedeninize yapışmasını önlemek için şapka kullanın, uzun kollu ve uzun bacaklı giysiler tercih edin” diyor.
İlaçlarınızı sistemli kullanın
Doktorunuz size tablet, burun spreyi üzere ilaçlar yazdıysa, şikayetleriniz azalınca bu ilaçları hekiminize istişareden bırakmayın. Tesirli bir tedavi için ilaçlarınızı hekiminizin önerdiği müddet boyunca tertipli olarak kullanmaya dikkat edin.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
