Abdulkadir Ahmadi, üzerinde taşıdığı bıçakla eşi ve kızını yaraladı. Bu sırada caddedeki Tolga Daşkıran ve arkadaşı Hüseyin Şahin (17) kadınların çığlıklarını duyarak olaya müdahale etti.
Çevredekilerin ihbarıyla gelen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan Abdulkadir Ahmadi, eşi ve kızı iye Hüseyin Şahin ambulansla Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralılardan kol ve karın kısmından bıçaklanan Shannaz Nazari ile sırtından bıçaklanan Abdulkadir Ahmadi, hayati tehlikeleri nedeniyle yoğun bakım ünitesine alındı. Afgan çiftin omzundan hafif yaralanan kızları Nasimgül Ahmadi’ye ise ayakta müdahale edildi.
Olayın ardından Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekiplerinin gözaltına aldığı Tolga Daşkıran, işlemlerinin ardından pazar günü sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Daşkıran’ın ifadesinde, Abdulkadir Ahmadi’nin 2 kadını yere yatırıp bıçakladığını görüp engellemeye çalıştıklarını, arkadaşı Hüseyin Şahin’in ayağından yaralandığını, Abdulkadir Ahmadi’nin ise arbedede sırtından bıçaklandığını söylediği öğrenildi.
Hastanedeki tedavinin ardından taburcu edilen Hüseyin Şahin, caddede tesadüfen kadın çığlıklarını duyduklarını söyledi. Abdulkadir Ahmadi’nin 2 kadını yere yatırıp döverek bıçakladığını ve Tolga ile kendilerinin de buna engel olmaya çalıştıklarını anlatan Şahin, “Tolga’yı tramvay durağının orada bekliyordum. İkimiz gezecektik. Tolga tramvaydan inip yanımıza geldi. Bir dakika kadar geçti, arkamızdan bağırış sesleri geldi. Baktık bir adam karısı ve kızının üzerine çıkmış bıçaklıyordu. Koştuk, ‘dur’ dedik, durmadı. Ondan sonra müdahale ettik. Adam beni ayağımdan bıçakladı. Adamı etkisiz hale getirmek için yere yatırdım, o sırada bıçağı ayağıma salladı. Sonrasını hatırlamıyorum” dedi.
Tolga Daşkıran’ın annesi Nazire Kurt, oğlunun suçlu olmadığını ve serbest bırakılmasını istediğini belirterek, “Benim oğlum sadece bayanları kurtarmak için gitti. Kadına şiddet zaten istemezdi, sevmezdi benim oğlum. Hayalleri yıkıldı benim çocuğumun. Bir karıncaya kıyamazdı. ‘Anne, kadını öyle görünce dayanamadım, koştuk anne’ dedi. Hiç dayanamaz benim yavrum. Ben herkesten destek istiyorum. Benim yavrumu kurtarın, benim çocuğum suçlu değil. Benim çocuğum suçluyu yakaladı. Kaçmasın diye müdahale etti. O bayanları kurtardı. Sırtından atletini çıkartmış, Hüseyin’in ayağına bağlamış. Kucağına alıp yola kadar taşımış arkadaşıma bir şey olacak diye. Kötü bir niyeti olsa zaten öyle yapmaz. ‘Kadınları öyle görünce dayanamadım anne’ dedi. O hiç dayanamaz. O en küçücük bir şey görse dayanamaz, kimseye kıyamazdı” dedi.
Oğlunun askere gittikten sonra kalıp komando olma hayali kurduğunu ifade eden anne Nazire Kurt, şunları söyledi:
“Komando olacağım’ derdi. “Oğlum olma, şehitleri görmüyor musun bak?” derdim. “Olsun anne, ben vatanım için her şeyi yaparım. Niye ölmeyecekmişim? Nasibimde varsa orada da ölürüm. Ben asker olacağım” derdi. İnşallah bir şey olmaz, yavrum gelir. Ben herkesten destek istiyorum. Ne olursunuz Tolga’yı yalnız bırakmasınlar. Benim yavrum kötü bir şey yapmadı ki. Bayanları kurtarmak içindi. Bunu kim olsa, siz de yaparsınız. Bu hep yapılıyor ama suç oluyor. Bunu kim olsa yapar, herkes koşar. Ben bile bir bayanken başka bir bayanın dövülmesine asla dayanamam, koşarım. Ben de koşarım ama niye böyle oluyor?”
Daşkıran’ın üvey babası Ercan Kurt da Tolga’nın kasıtlı olarak bıçaklamadığın belirterek, “Çocuğumuz, ‘Asker olacağım. Ben askerde kalacağım, rütbemi yükselteceğim’ derdi. Siciline işlenecek diye o da perişan oldu. Bizim çocuğumuz o olayı kasıtlı bir şekilde yapsa bırakır, kaçardı” diyerek serbest bırakılmasını istedi.
Tolga Daşkıran ile tutuklanmasının ardından görüştüğünü ve olay nedeniyle çok pişman olduğunu kaydeden avukat Muhammed Serkan İleli, “Kendisiyle görüştüğümüzde bize şunu söyledi; ‘Ben keşke evime gitseydim, hiç dokunmasaydım. Ben orada annemi gördüm. Sanki birisi anneme şiddet uyguluyormuş gibi gördüm. Keşke müdahale etmeseydim de evime gitseydim hiç bunlarla karşılaşmayacaktık’ dedi. Kendisi çok üzgün. Bu sürecin takipçisiyiz. Aile çok üzgün ama en nihayetinde Tolga çıkacak, ailesiyle tekrar buluşacak” diye konuştu.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan yazılı açıklamada, tutuklu Tolga Daşkıran’ın avukatının yaptığı itirazın kabul edildiğini belirtildi.
Açıklamada, olayın meşru müdafaa hükümleri çerçevesinde değerlendirildiği kaydedilerek, “Şüpheli Tolga Daşkıran avukatının tutukluluk haline yaptığı itiraz üzerine inceleme yapan mahkeme şüpheli Tolga Taşkıranın üzerine atılı eylemi kendisi ve başkasının hayatına yönelik vuku bulan haksız bir saldırıyı def etmek kastı ile işlediği hususunda ciddi deliller bulunduğundan meşru müdafaa hükümleri çerçevesinde bu aşamada yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol tedbiri uygulanarak tahliyesine karar verilmiş olup yargılamasının tutuksuz yapılacağına karar verilmiştir” denildi.
Olay, 5 Şubat akşamı, Selçuklu ilçesi Yeni İstanbul Caddesi Piri Reis Parkı’nda yaşandı. Antalya’dan Konya’ya gelip yerleşen Ayşe Dırla ve Özgür Duran çifti arasında birlikte yaşadıkları evde tartışma çıktı. Ayşe Dırla evden çıkıp, parka geldi. Peşinden parka gelen Özgür Duran, iddiaya göre sevgilisini dövmeye başladı.
Suçun ‘haksız tahrik’ altında işlendiği gerekçesiyle ceza, önce 15 yıla ardından Şeker’in duruşmadaki iyi hali göz önünde bulundurularak 12,5 yıla indirildi.
Cumhuriyet Savcılığı, gerekçeli kararın açıklanmasının ardından Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne ‘haksız tahrik’ indiriminin en üst sınırdan uygulanması gerektiğini bildirerek itirazda bulundu.
Mahkeme, meşru müdafaayı kabul etmeyecek olsa bile meşru müdafaa sınırlarının aşılması maddesi uygulanarak, Şeker’in beraatine ve tahliye edilmesine karar verilmesi talep edildi.
Özgür Duran’ın avukatları da karara itirazda bulundu. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nce hapis cezası onaylanıp, itirazlar reddedilerek, dosya Yargıtay’a gönderildi.
Kadir Şeker’in avukatları da olayın meşru müdafaa sınırları içinde gerçekleştiğini savunarak, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nin onayladığı hapis cezası kararının bozulması ve tahliye için Yargıtay’a başvuruda bulundu.
