Ülkemizde ve dünyada göğüs kanseri görülme sıklığı artıyor. Bunun yanı sıra ülkemizde göğüs kanserine yakalanan bayanların yaş ortalaması ABD’ye nazaran 11 yaş erken olarak gösteriliyor.
Örneğin Avrupa’da göğüs kanseri tanısı alan bayanların yaklaşık yüzde 5’i 40 yaşın altında iken, ülkemizde bu oran yüzde 16 olarak bildiriliyor. Öbür bir deyişle Batı’da her 20 göğüs kanseri hastasından biri genç yaşta iken, ülkemizde her 6-7 göğüs kanseri hastasından birinin genç yaşta olduğu görülüyor. Bu bahis ile ilgili oranlar telaş verici olsa da, yıllık nizamlı denetimler, genetik testler ve risk azaltıcı yaklaşımlarla göğüs kanserinden korunmak mümkün olabiliyor.
“Genç Bayanlarda Göğüs Kanseri” bahisli sempozyumda konuşan Prof. Dr. Fatih Aydoğan, göğüs kanserinin 40 yaşın altındaki bayanlarda yüksek oranına dikkati çekerek husus ile ilgili açıklamalarda bulundu. Sempozyuma ABD’den Yale Üniversitesi Göğüs Merkezi Yöneticisi Dr. Mehra Golshan ve Connecticut Göğüs Merkezi Yöneticisi Dr. Parisa Lofti’nin yanı sıra yurtiçinden de kendi alanında birbirinden bedelli isimler katıldı.
Türkiye’de genç göğüs kanseri olayı oranı çok yüksek
Ülkemizde ve dünyadaki göğüs kanseri oranlarıyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Fatih Aydoğan, “Ülkemizde genç yaş göğüs kanseri sıklığı epeyce fazla. 40 yaş altı göğüs kanserleri çok genç yaş göğüs kanseri olarak tanımlanmaktadır. Olağanda Batı’da tüm göğüs kanseri tanısı konulan hastaların yüzde 5’i, 40 yaşın altında yani 20 şahısta bir görülmekte. Bunun Türkiye’deki oranı ise yüzde 16’dır. Yani göğüs kanseri tanısı konan her 6-7 hastanın biri 40 yaşın altında demektir” diye konuştu.
“Hayattan daha fazla beklentisi olan özel bir grup…”
Genç yaş göğüs kanseri hastalarının özel bir küme olduğunu lisana getiren Prof. Dr. Aydoğan, “20’li, 30’lu yaşlardaki göğüs kanseri hastaları toplumsal açıdan, aile ve meslek bakımından faal bir dönemdedir; başka bir deyişle bu yaş kümesi, bayanların hayattan beklentilerinin çok fazla olduğu bir devirdir. Bu süreçteki bir hastaya da her bakımdan kapsamlı bir formda yaklaşılmalı, multidisipliner bir anlayışla bu hastalığı en güzel formda atlatmaları sağlanmalıdır” dedi.
Tedavi sonrası hayat planlarına nazaran süreç belirleniyor
Çocuk beklentisi olan hastalarda güzelleşme sonrası gebeliğin mümkün olması için tüp bebek ya da fertilite (doğurganlık) muhafaza üzere uygulamalar önerildiğini belirten Prof. Dr. Fatih Aydoğan, bu süreçteki öteki tedaviler ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Hassas bir periyotta olan bu hastalara Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kısmı ile birlikte multidisipliner formda tedavi planlaması yapılmaktadır. Genetik bozukluk olan hastalarda da farklı yaklaşımlar önerilmektedir. Çok genç yaştaki göğüs kanseri hastalarında mutasyon ismi verilen genetik bir bozukluk olma sıklığı artmaktadır. Bu nedenle bu hastalarda genetik araştırma için çok bilinen BRCA-1 ve BRCA-2 genlerinin yanı sıra yeni birtakım genlere de bakılması gerekmektedir. Gen bozukluğu saptanan bayanlarda risk azaltıcı yaklaşımlar uygulanmaktadır.”
Genç yaşta görülen göğüs kanserleri daha süratli büyüyor
Prof. Dr. Fatih Aydoğan, göğüs kanseri konusunda ferdî ve toplumsal farkındalığın ehemmiyetine şu sözlerle dikkat çekti: “Kendi kendine göğüs muayenesi farkındalık için en değerli adımdır. Bilhassa genç yaşta kendi kendine göğüs muayenesinde hassasiyet düşük fakat tekrar de bayanların kendi göğüslerinde bir değişiklik fark etmeleri ve sıhhat kurumuna başvurmaları çok değerli. Zira genç yaştaki göğüs kanserleri biraz daha süratli büyüyebiliyor. Bunun için de ne kadar erken devirde fark edilirse tedavi daha kolay bir biçimde yapılabilir. Kendi göğüs yapısına alışkın olan bir bayan olağandan farklı bir yapıyı fark edebilir. Ciltte çöküntü, bir bölgede sertlik gibi… Bu belirtiler regl devri dışında yaşanıyorsa vakit kaybetmeden bir sıhhat kuruluşuna başvurulmalıdır.” (BSHA)
