Horlama tansiyon, şeker ve kalp hastalıklarının kökenini oluşturuyor
Uyku sorunu yaşayan hastaların uyku laboratuvarında ayrıntılı olarak tetkik edilebildiğini belirten Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Hastayı elimizdeki bilgilerle kıymetlendirerek cerrahi mi, ilaç tedavisi mi yoksa CPAP dediğimiz uyku aygıtıyla mı tedavi edeceğiz ona karar veriyoruz.” dedi. Horlamanın çok önemli bir hastalık olduğunun altını çizen Rahimi; tansiyon, şeker, kalp hastalıklarının kökenini oluşturduğunu söyledi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi KBB Uzmanı Op. Dr. K. Ali Rahimi, uyku sorunlarının uyku laboratuvarında nasıl tespit edildiği ve en yaygın uyku sorunu olan horlamanın nedenleri ve tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu.
Uyku laboratuvarında tüm uyku süreci incelenebiliyor
Polisomnografi laboratuvarı olarak da bilinen uyku laboratuvarı hakkında bilgi veren Op. Dr. K. Ali Rahimi, uyku sorunu yaşayan hastaların bir gece laboratuvarda konuk edildiğini, rahat bir odada uyumalarının sağlandığını belirterek “Böylece uykunun bütün komponentleri; beyinde olan dalgalanmalar, bedende olan nefes alışverişi, oksijen saturasyonu, uykunun kalitesi, REM uzunluğu, bacak hareketlerini tam detaylı olarak tetkik edebiliyoruz” dedi.
Hastanın uyku sırasında nefesini ne kadar tuttuğu önemli
Hastaların uyku laboratuvarında konuk edildiği sırada en az 6 saat kayıt yapıldığını ve çeşitli datalar elde ettiklerini belirten Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Hastanın kalp ritmini, beyin ritmini, ne kadar uyuduğunu, ne kadar horladığını, ne kadar hareket ettiğini tespit edebiliyoruz. Fakat bizim için burada en kıymetli şey apne ölçüsüdür. Yani nefesini ne kadar tuttuğudur. Bu bize çok önemli bilgiler verir ve hastaya rastgele bir aygıt yahut cerrahi süreç gerektiğini gösterebilir” halinde bilgilendirdi.
Bilimsel bilgiler tedavi metodunu belirliyor
Hastaların çoklukla bilimsel datalarla gelmediğini, eşleri horlamalarından şikâyet ettikleri için kendilerine başvurduğunu kaydeden Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Her şeyi ölçmek için hastamızı bir gece burada konuk ediyoruz. Buradaki datalar bilimsel datalar olduğu için; hastaya cerrahi mi gerekir, yoksa ilaç tedavisi mi gerekir, yoksa CPAP dediğimiz uyku aygıtı mı gerekiyor ona karar veriyoruz” dedi.
Horlamanın birçok nedeni var
Horlamanın yalnızca kuru bir gürültü olmadığı, sistemik bir rahatsızlık olduğunun altını çizen Op. Dr. K. Ali Rahimi horlamanın birçok nedeni olduğunu söyledi. Horlayan biri için tüm nedenlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Rahimi, “Horlamayı biz genelde ikiye ayırıyoruz. Santral yani beyinden gelen horlama ve Periferik yani bedenden gelen horlamalar. Santral horlamalar; çeşitli ilaçların kullanımı, çeşitli Mental Retardasyon hastalıkları, alkol kullanımı, alerji ilacı kullanımı ve antidepresanların kullanımıyla olur” dedi.
Periferi`den yani bedenden gelen horlamanın tedavi edilebilir olduğunu vurgulayan Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Bunun için baktığımız şeyler var. Evvel uzunluk uzunluğu, ikinci olarak boyun uzunluğu, kilo, göbek, kasların gevşek olması, spor yapmamak, burun tıkanıklığı, burundaki kemik eğriliği, et büyümesi, sinüzit, alerji, geniz eti -çocuklarda daha çok horlama sebebidir- bademciklerin büyük olması, uvula dediğimiz küçük lisanın uzun yahut bademciklere giden bantların çok geniş olması bunların hepsi tek tek araştırılır.” dedi.
Horlama kesinlikle tedavi edilmeli
Horlamanın çok önemli bir hastalık olduğunu vurgulayan Op. Dr. K. Ali Rahimi, sebebini de tansiyon, şeker, kalp hastalıklarının kökenini oluşturması olarak açıkladı. Rahimi “Onun için tedavi burada neyi gerektirirse çok şiddetle üzerine gitmemiz lazım. Bilhassa hastanın uzunluğuna ve kilosuna bakarız. Hastanın uzunluğuna uygun bir kilosu yoksa kiloyu verdirerek onun endeksini düzeltebiliriz. Şayet bir insan şişmansa kesinlikle kilo vermesi lazım. Bu horlamayı illa kesmemiz lazım” tabirlerini kullandı.
Uyku apnesi önemli kalp sorunlarına neden olabilir
Horlamanın iki kıymetli kriteri olduğunu söyleyen Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Bir gürültüsü -ki o eşinizi çok ilgilendiriyor- iki apne kısmıdır. Apne, nefes kesilmesidir. Hastanın nefesi kesilir ve oksijen saturasyonu düşer, sonra şiddetli bir nefes almayla sıçrar. Bu aslında kalbin sıkıştığının ve beyne ihtar gönderdiğinin işaretidir. ‘Uyan ben rahatsız oluyorum’ deme biçimidir. O sıçrama hareketiyle beyin uyanır. Eşiniz size gecede beş sefer sıçradığınızı söyleyebilir, halbuki bunlar apnedir” dedi.
Hipopneler de olduğunu tabir eden Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Bunları eşiniz göremez. Bu oksijen saturasyonunun düşüklüğü ileride çok önemli kalp, şeker sorunları, kilo ve tansiyon sorunları yaratır. Bunun için öncelikle apneyi tespit etmek için hastayı uyku laboratuvarına yatırırız. Burada invaziv bir süreç yapılmaz, uyku datalarınız toplanır. Sabah kalktığınızda kahvaltınız verilir, duşunuzu alıp çabucak işinize geçebilirsiniz” halinde konuştu.
Tedavi için cerrahi süreç gerekebilir
Horlama tedavisi için öncelikle kilo verilmesi, alkol tüketilmemesi ve iki yastık kullanılması gerektiğini belirten Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Ama şayet burun tıkalıysa, kemik eğriliğiniz varsa, burun etleriniz çok büyükse, polip varsa bu durum cerrahi gerektirebilir.” dedi. Horlama cerrahisine Uvulopalatopharyngaplasty (UPPP) denildiğini söyleyen Rahimi, “Bu ameliyatla burnu açtıktan sonra küçük lisan ve bademciklere ve yumuşak damağa yönelik bir ameliyat yaparız. Bu bölgeyi çok genişletiriz. Böylelikle burundan gelen hava rahat bir halde aşağıya iner” dedi.
Uygun hastalara cerrahi operasyon öneriyoruz
Hastayı uyku laboratuvarına yatırdıktan sonra sonuçları değerlendirdiklerini tabir eden Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Hasta şayet gençse ve ameliyata uygunsa tercihimiz bu tarafta oluyor. Lakin şayet ameliyat yapmama endikasyonu varsa o vakit CPAP isminde bir alet kullanıyoruz. Çok kolay bir alettir. Bir maskedir. Boğaza veriyoruz orada basınçlı havayı tutuyor. Hasta en ufak bir nefes almak istediğinde havayı bol ölçüde akciğerlere gönderiyor. Böylelikle nefes alma zorluğu ortadan kalkmış oluyor” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
